6 Ağustos 2013 Salı
Yoksa hafızamız silecek mi bu yaşananları?
Gelibolu’dayım…Terasta..Rüzgar sonbahar gibi esiyor, saçlarımı birbirine katıyor, toparlamak mümkün değil. Ben de keyfini çıkarıyorum, rüzgara bırakıyorum kendimi, saçlarımı…Mabel Matiz dinliyorum, bir de Mehmet Erdem..Zor değil, Aşk yok olmaktır, Herkes aynı hayatta, Yalan ve daha niceleri… Yalnız bir keyif akşamı gibi, biraz hüzünlü, sanki sonbahar akşamı, yaz bitmiş kış gelecek gibi, belki de fırtınadan önceki sessizlik gibi..
Yarınki köşe yazıları yazılmıştır şimdiden, herkesin söyleyecek bir sözü vardır mutlaka, yapacak yorumları, bu akşamdan konuşmaya başladılar zaten. N’olacak onların hali, ailelerinin umutları…Kim ne derse desin gerçeği, yapılan haksızlığı, ülkenin adalete olan inancının yok edilişini değiştirmeyecek.
Hakim nasıl verebildin o kararları? Kalemini kırdın mı bari?
Çıkar mıyız birgün düzlüğe? Yoksa bundan ötesi daha mı karmaşık olacak? Sonbaharda n’olacak? Kutuplaşacak mıyız daha çok? Sahi yer kaldı mı daha? Daha da ayrılabilir miyiz ikiye? Tersi için artık çok mu geç kaldık? Çocuklarımıza ne anlatacağız, nasıl anlatacağız bütün olan biteni, bu karmaşayı? Sahi 10 yıl sonra ne diyeceğiz bu olanlara, yoksa hafızamız silecek mi bu yaşananları?
(5 Ağustos'13 ardından)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder