18 Mayıs 2012 Cuma

Iron Lady ve The Rum Diary

Son günlerde iki film izledim, birincisi beklediğimden etkili çıktı zaten iyi bir film olmasını bekliyordum ancak bu kadar iyi bir rol beklemiyordum açıkçası Meryl Streep'ten. Oscar'ı gerçekten haketmiş. Diğeri de Tutku Günlükleri filmi, bu filmi de vasat bir film olarak duymuştum ama Jonny Deep uğruna izledim, iyi ki de izlemişim. Aslında Hunter S. Thompson adlı bir gazetecinin aynı adlı romanından uyarlanan ve kendi hayatından bir dönemi anlatıyor, öykü çok karmaşık değil ancak bazı sahneler beni oldukça güldürdü. Aynı gazetecinin başka bir film uyarlaması daha olan Vegas’ta Korku ve Nefret filminde de Jonny Deep oynamış, onu da bulup izlemek ilginç olabilir. Aslında filmi sadece öylesine bir film diye izlemiştim ta ki filmin sonunda Hunter S. Thompson anısına yazınca merak edip baktım ki, meğer Hunter S. Thompson bir gazeteci imiş, aşırı alkol ve uyuşturucu kullanırmış ki bu filme oldukça çok göze çarpıyor, içki içmekten gözündeki morluklar görünmesin diye güneş gözlüğü takıyor, minibardaki bütün içkileri bitirip günde 4 defa minibarı doldurtuyor, hatta bir keresinde çok içki içmekten başına gelmeyen kalmıyor ve birkaç günlüğüne içkiyi bırakıyor bile.
Iron Lady'e gelince Margaret Thatcher'ın hayatıyla ile ilgili açıkçası çok bilgim yoktu, bu filmden sonra bu kadının hayatını anlatan bir kitap bulup okumaya karar verdim, İngiltere'nin ilk kadın başbakanı olmayı başarmak o dönemde hiç de kolay değilmiş, ayrıca başbakanlık dönemine denk gelen bazı olaylarla ilgili net ve kesin kararlar alması kimsenin kolay kolay yapacağı iş değil, ama politika bu nihayetinde kimseye yaranmak mümkün değil ve zamanı gelince onu da koltuğundan indirmeyi başarmışlar da rahat etmişler diyelim...