5 Ağustos 2013 Pazartesi

Gillmore Girls...Life's short. Talk fast.

Aslında diziyi özetleyen cümle budur.. hızlı ve çok konuşan konuşurken saçmalayan nasıl da o kadar çok şeyi biranda aklına getirip de konuştuğuna hayret ettiğim Lorelei...Hatta sık sık özenirim onun bu kadar çok konuşmasına ama sanırım normal bir insan bu kadar absürd şeyi aklına getirip konuşmaz veya konuşma zahmetinde bulunmaz. Kızı Rory...Süper çalışkan, düzenli, akıllı kız..Hep birşeyler planlar, yapacak çok şeyi, okuyacak çok kitabı, araştıracak bir sürü konusu vardır..Az zamanda nasıl o kadar işi başarır anlayamam..Lorelei'ın anne ve babası, Luke, Lane ve diğerleri.. Anne kızın sıcacık ilişkisi, yemek ve abur cubur sevgisi takdire şayandır. İnsan izledikşe abur cubur yiyesi gelir, bu kadar çok abur cubur yeyip nasıl kilo almadıklarını düşünürüm :)) Süper bir ilişkidir onlarınki, herşeyin bir çözümü vardır, en kötü Luke's'e gidip bir hamburger ve tatlı yerler, kahve içerler...Sabahları kahvesiz olmaz..Akşamları yemek ısmarlayıp film izleme keyfi paha biçilemez..İnsanı nasıl da özendirirler bu sıcacık ilişkiye... Seneler önce izlemeye başlayıp neden bilmem bıraktığım ama ne zaman rastlasam izlemeye doyamadığım tv dizisi..Geçen gün son sezonuna başladım ve az önce sezonun 22. ve dizinin final bölümünü izledim..Onlardan ayrıldığıma, onların ayrılmasına nedense üzüldüm, bir iki damla eşlik etti. Neyse belki ilk sezondan başlayıp izlerim yine hayatımın başka bir döneminde..Yine de iyi ki bu diziyi yapmışlar ve izlemişim, benim de gençlik yıllarıma damgasını vuran bu dizinin bitişini bir fincan filtre kahveyle taçlandırıyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder