Bu dört filmi izleyeli çok oldu, hatta haziran başında yazacağım diye başlık atmışım ama kalmış, malum iş güç çok yoğunum fırsat bulamamışım çalışmaktan:)
İncir reçeli ve Kimliksiz'i Konya'da izlemiştik Hilal'le beraber, demek çok olmuş Konya'ya gideli, sırada Mardin planımız var, Filiz de gelecek..
İncir reçeli dokunaklı bir hikayesi olan bir film, oysaki biz neşeleniriz diye almıştık ters tepti,içimiz karardı ama film başarılı diyebiliriz...
Kaybedenler Klübü bence güzel karakterli ve sınırları keskin bir film iyi bir türk yapımı..
Kimliksiz ise içinden özellikle benim Hilali hatırlayamadım şimdi içinden filmin sonuna kadar çıkamadığım neden öyle ama diye dolandığım güzel bir macere filmi, filmin sonunda bile hala adamdan yana olduğum yok ama o evliydi ailesi vardı karısı niye öyle yaptı yok o ajan değil diye sayıkladığım iyi kurgulanmış bir film
Küçük beyaz yalanlar, hayranı olduğum Marion Cotillard uğruna izlemek için çırpındığım bir filmdi, konusu da fena gelmemişti. Ama sinemada izlemeye fırsat bulamadım bir türlü. Film bardan dönen bir adamın motorsiklet kazasıyla çarpıcı bir şekilde başlıyor. Sonra sanırım bitkisel hayata giriyor. Arkadaşları planladıkları tatile gitsek mi gitmesek mi diye düşünüp gitmeye karar veriyorlar. Onların hayatları çevresinde gelişen sakin bir film genel olarak ama sonu yine çarpıcı bitiyor ve en azından beni derinden etkiliyor. Basit bir tatil filmi olmadığını gösteriyor. Ama yine de fransız filmi sevenlere, ben çok severim ama hepsini değil...
Beni asla bırakma, dokunaklı bir film, bana çok dokundu izlerken çocukların haline çok üzülmüştüm ve filmin sonuna kadar umutla beklemiştim. Sonra da düşünmeden edemedim acaba gerçekte böyle şeyle var mı, yapılmış mıdır, halen yapılıyor olabilir mi diye...kocaman soru işaretleri. Sonuç olarak oyuncular çok başarılı, çok güçl karakterler çizmişler bence.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder