Bugün 1 şubat 2011 salı, geçen hafta bugün tekrar çalışma hayatına döndüm, 30 hazirandan beri yaklaşık 7 ay ara vermişim çalışmaya...zaman öyle çabuk geçiyor ki ve insan öyle çabul alışıyor ki tembelliğe..bir de hayatında bir sürü değişiklik de beraberinde geliyorsa..
...
Dışarıda lapa lapa kar yağıyor, mevsimin ilk karı istanbulda..evet artık istanbuldayım, pek istemesem de, izmirden kopamasam da, doktora, iş derken istanbul bırakmıyor beni..izmire de öyle alıştım ki. güzel, yaşanacak şehir izmir..
...
İşe yeni başlamaya gelince, içimde öyle bir çalışma isteği vardı ki ara verdikten bir kaç ay geçtikten sonra, eski işimde çalışan arkadaşlara hala projeleri, işlerin nasıl gittiğini sorup duruyordum, hem meraktan, hem de ben bıraktıktan sonra işi özlediğimden..o kadar özledim ki geri dönmeyi bile düşündüm, ama dönmedim, çünkü aynı nehire iki kere gidilmez misali, hem herşey daha güzel olmayacaktı sadece alışkanlıklar devam edecekti, hem de herşey daha sıkıcı olacaktı, kendimi tekrar etmeye devam edecektim. bir de insan vakit geçince geçmişteki kötü olayları pek hatırlamıyor, herşey güllük gülistanlıkmış gibi geliyo, yada benim hafızam böyle..
...
Alışkanlıklara gelince, insan hayatının yüzde 95i alışkanlıklarından oluşmaktaymış. bizim yaratıcılığımıza sadece yüzde beşi kalıyormuş. insan zaten alışkanlıklarını yaparken kendini daha rahat belki mutlu hissediyor, sanki herşey garanti altında sürpriz yokmuş gibi. rutine girmediğinde girene kadar insan sıkıntı çekiyor ve stres yaşıyor, işe girince de öyle ilk günlerde kimseyi, ortamı tanımıyorsunuz, yapacak işiniz yok, ama zaman çabuk geçiyor ve günden güne alışıyorsunuz herşey gibi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder